23 Ekim 2025 Perşembe

Yeşil Mutabakat ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM): Türkiye İhracatını Nasıl Dönüştürecek?

Küresel ekonomi, iklim krizi ekseninde yeniden şekillenirken, Avrupa Birliği'nin (AB) attığı stratejik adımlar, Türkiye ihracatının geleceğini belirliyor. Gündemimizin zirvesinde, AB Yeşil Mutabakatı'nın en kritik ayağı olan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) yer alıyor. Bu düzenleme, bir gümrük vergisi olmanın ötesinde, üretim ve tedarik zincirlerimizi zorunlu bir dönüşüme davet ediyor.

  SKDM: Gündemdeki En Sıcak Konu Neden Bu Kadar Önemli? AB'ye ihracat yapan firmalarımız için en güncel zorunluluk, Ekim 2023’te başlayan ve Aralık 2025’e kadar sürecek olan geçiş dönemi yükümlülükleridir. Bu dönemde: Zorunlu Raporlama: Başlangıç aşamasında demir-çelik, alüminyum, çimento gibi enerji yoğun sektörlerdeki ürünlerin "gömülü emisyon" değerlerinin hesaplanması ve AB ithalatçıları aracılığıyla raporlanması esastır. Bu teknik ve mevzuatsal uyum, şu anki en büyük önceliğimizdir. 

Maliyet Kapıda: İhracatın yeni maliyeti kapıda! AB ülkelerine gönderdiğiniz ürünler için 1 Ocak 2026'dan itibaren başlayacak olan ek karbon vergisine hazırlıklı olun. 
Bu yüzden SKDM, hayati önem taşıyor. Unutmayın: 1 Ocak 2026'ya kadar yeşil dönüşümünüzü tamamlamazsanız, AB'de satılan her üründe rakipleriniz karşısında maliyet dezavantajı ile karşılaşacaksınız.


  Stratejik Kaynaklar Neyi Gösteriyor? Bu bilgiler, sadece genel bir piyasa yorumu değil; doğrudan Ticaret Bakanlığı'mızın dış ticaret müşavirlikleri ve resmi otoriteler tarafından ihracatçılara aktarılan veri temelli stratejileri yansıtmaktadır. Ulusal ajandamız, bu maliyet baskısını hafifletmek için hızla kendi Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) altyapımızı kurmaya odaklanmış durumdadır. Bu hamle, AB'ye ödenecek vergiyi içeride tutmanın ve firmalarımızı yeşil yatırıma teşvik etmenin anahtarıdır. 

  Türkiye Firmaları İçin Yol Haritası Yeşil Mutabakat, bir maliyet kalemi değil, yeni bir rekabet çağının kapısıdır. Veri Uyumunu Sağlayın: Ürünlerinizin karbon ayak izi verilerini uluslararası standartlara uygun şekilde belgeleyin. Başarılı raporlama, 2026 sonrası maliyet avantajı sağlayacaktır. Karbonsuz Üretimi Hedefleyin: Üretim süreçlerinizi modernize ederek enerji verimliliğini artırın. Düşük karbon ayak izi, doğrudan ihracatta fiyat avantajı anlamına gelecektir. Hibe ve Destekleri Takip Edin: Ticaret Bakanlığı ve diğer kalkınma ajansları tarafından sağlanan, yeşil dönüşüme yönelik teşvik ve destek programlarını maksimum düzeyde kullanın. Hedefimiz: Rekabetçiliğimizi korumak ve Türkiye'yi yeşil tedarik zincirinin güvenilir merkezi yapmak!







     KAYNAK  :
 


  



                                  

           



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder