Tedarik Zincirleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Tedarik Zincirleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Mayıs 2020 Çarşamba

COVID-19, Tedarik Zincirlerinin Kırılmasından Etkilenen Sektör ve Bölgeler


Dünya ticaretinin üçte ikisinden fazlası, üretimin son montajdan önce en az bir sınırı geçtiği küresel değer zincirleri (GVC- Global Value Chains ) aracılığıyla gerçekleşiyor. 

COVID-19 salgını G3 (Global 3) olarak adlandırılabilecek  Çin, Avrupa Birliği (AB) ve ABD üzerinde  benzeri görülmemiş bir arz ve talep şoku kombinasyonu oluşturdu. 

Sonuç olarak, yaşanan üretim  şoku ham madde, parça ve bileşenler talebinde azalma olarak yansımakta ve ihracat düşüşlerine neden olmaktadır. Bu durumdan en çok etkilenecek sektörler ise makine, plastik ve kauçuk, kimyasallar ve elektronik ekipman sektörleri olarak ifade edilmektedir.

Yayınlayan: OSTİM Dış Ticaret Koordinatörlüğü

9 Nisan 2020 Perşembe

Covid -19'un Tedarikçi Ağları ve Hizmet Sektörüne Etkileri, Dünya Ticaretine Yansımaları



Salgın nedeniyle yaşanan ekonomik krizi diğer finansal krizlerden ayıran iki önemli husus vurgulanmaktadır. Bunlardan birisi küresel değer zincirlerinde yaşanan kırılmalar diğeri ise hizmet ticaretindeki sert düşüşler. 

Covid-19, Çin ile sınırlı olduğunda değer zincirinin bozulması önemli bir sorunken, salgına dönüşmesi dünya ticaretinde ve özellikle bazı sektörlerde sert düşüşleri işaret ediyor. Özellikle, elektronik ve otomotiv ürünleri gibi karmaşık değer zinciri (tedarikçi ağları) bağlantıları ile karakterize edilen sektörlerde düşüşün çok net olacağı ifade ediliyor. 

Örneklenirse, Ford Motor otomotiv firması yetkilileri tarafından yapılan açıklamada, şirketin Avrupa’da  tekrar üretime başlama kararı almasının, salgının önümüzdeki haftalardaki seyrine, ulusal operasyonel kısıtlamalara ve tedarikçi ağlarının çalışma yeteneğine bağlı olduğu belirtildi.

OECD’nin Katma Değerli Ticaret verilerine göre, elektronik ihracatında yabancı  tedarikçilerin payı ABD için % 10, Çin için % 25, ​​Kore için % 30'dan fazla, Singapur için % 40'tan fazla, Meksika, Malezya ve Vietnam için % 50'den fazla.

Çin'de başlayan ve Avrupa ve Kuzey Amerikayı da kapsayan salgın nedeniyle alınan sosyal mesafe önlemi, fabrikaların geçici olarak kapanmasına neden oldu ve önemli üretim girdilerinin ithalatı kesintiye uğramaya başladı.

Diğer taraftan, Dünya Ticaret Örgütü’nün ticaret tahminlerine dahil olmamakla birlikte, mal ticaretinin gerçekleştirilmesi çoğu zaman hizmet sektörüne bağlıdır. Bu açıdan, mal ticareti, nakliye gibi hizmet sektörlerini doğrudan etkilemektedir. 

Ulaşım ve seyahat kısıtlamaları nedeniyle birçok perakende ve konaklama kuruluşunun hizmetini durdurmak zorunda kalması nedeniyle, hizmet sektörü ticareti COVID-19'dan doğrudan etkilendi.

Diğer taraftan, hizmetler sektörünün bazı alt sektörlerinde ticaret artarak devam ediyor. Salgın nedeniyle, evden çalışma ve evde kalma tedbirleri, insanların sosyalleşme ihtiyacının bilgi ve iletişim teknolojileri aracılığı ile karşılanmasına yol açtı. Bu durum, talep patlaması olarak nitelendiriliyor.

COVID-19 salgınının, uluslararası ticaret üzerindeki etkisi henüz ticaret verilerinde tam olarak yansımamakla beraber, bazı öncü göstergeler yavaşlamanın kapsamı ve önceki krizlerle karşılaştırılması hakkında ipucu olarak değerlendirilebilir.

Satınalma Yöneticileri Endeksinden (PMI) elde edilen "Yeni İhracat Siparişleri Endeksleri" bu konuda yol gösterici olabilir. Mart ayı için "Yeni İhracat Siparişleri" endeksinin 50 temel değerine göre 43.3'e ve hizmetler sektörü ihracatı endeksinin 35.5'e düşmesinin ciddi bir gerilemeyi işaret ettiği belirtiliyor (JP Morgan).

Kaynaklar: Dünya Bankası
                  Reuters  
Yayınlayan: OSTİM Dış Ticaret Koordinatörlüğü

7 Nisan 2020 Salı

Koronavirüs - Bankacılık İşlemleri ve Dünya Ticareti Üzerine Etkisi

Koronavirüs kaynaklı halk sağlığı müdahalelerinin bir sonucu olarak, Bankalar uluslararası ticaretin finansmanı işlemlerini gerçekleştirmede artan zorluklarla karşılaşmaktadır. 

Salgın nedeniyle birçok ülkede Bankalar kısaltılmış çalışma saatleri ve/veya azaltılmış personel ile çalışmaktadır. Oysa, uluslararası ticarette ödemeleri gerçekleştirmek ve nihayetinde malların alıcılara teslim edilmesi için gerekli belgelerin hazırlanması gibi işlemlerin neredeyse tamamı basılı dokümantasyona dayanmakta ve bizzat Banka personeli tarafından yürütülmesi  gerekmektedir.

Banka personeli belgeleri bizzat işleyemediği için, temel tıbbi ve gıda ürünleri de dahil olmak üzere mal ticaretinin işleyişinde riskin artacağı ifade edilmektedir. 

Uluslararası Ticaret Odası (ICC) ve Bankalar, ticari işlemlerin yürütülmesinde olası aksamaları sınırlamak için hızlı ve daha önce benzeri görülmemiş adımlar atarken, kağıtsız ticarete anında geçişi sağlamak için hükümetlerin etkin müdahalesinin potansiyel olumsuz sonuçları azaltacağı da belirtilmektedir. .

Bankaların kontrolünün ötesinde mücbir sebep oluşması durumunun söz konusu olduğu, Uluslararası Ticaret Odası (ICC) kurallarına tabi olarak yapılan ticaretin finansmanı işlemlerinde dahi, işlemin yapıldığı ülkedeki geçerli yasaya bağlı olarak bir mahkeme süreci gerekebileceği veya hükümetlerin mücbir sebep ilan edebilecekleri de ifade edilmektedir.  

Bu kapsamda,  Uluslararası Ticaret Odası (ICC), yeni koronavirüs (COVID-19) pandemisinin küresel ticaret  finans piyasasının işleyişi üzerindeki etkisini bertaraf etmek üzere çalışmalar yürüttüğünü açıklamış ve gerek uygulayıcılara teknik rehberlik gerekse politika yapıcılara düzenleyici bir yol haritası oluşturmak üzere iki rehber hazırlayarak web sitesi üzerinden sunmuştur. Çalışmalara ulaşmak için tıklayınız.

Bu çerçevede, ICC, küresel ticaret akışlarının korunması amacıyla, tüm hükümetleri elektronik ticaret belgelerinin kullanımına ilişkin acil durum önlemleri almaya çağırmaktadır. Konuya ilişkin dokümana ulaşmak için tıklayınız.


Yayınlayan: OSTİM Dış Ticaret Koordinatörlüğü

5 Nisan 2020 Pazar

Covid-19, Tedarik Zincirleri ve Yenilenebilir Enerji Sektörüne Etkileri

Küresel ekonominin ana unsurlarından olan yenilenebilir enerji kaynakları, küresel elektrik kullanımının  % 30'una güç veriyor.  

Ancak, dünya benzeri görülmemiş bir küresel sağlık kriziyle uğraşıyor. Kriz nedeniyle yaşanan ekonomik şok dalgaları, yenilenebilir enerji sektöründe hedeflenen ilerlemeyi zorlaştırıyor.   

Düşen maliyetler ve güçlü politika desteği, yenilenebilir enerji sektörünü giderek daha çekici ve rekabetçi kılmışken, sektörün Koronavirüs krizi ile birlikte üç ana zorlukla karşı karşıya kaldığı ifade ediliyor.  

Bunlar;
  • Tedarik zincirindeki kesintiler veya işgücü kısıtlamalarından kaynaklanan gecikmeler nedeniyle, projelerin devreye alınma tarihlerinin 2020'den sonraya bırakılması ve süre uzatımının gündeme gelmesi,
  • 2020 yılında sona eren devlet teşviklerinden yararlanamama riski ve
  • Kamu ve özel bütçeler üzerindeki baskı nedeniyle yatırımlardaki olası düşüşler.

Burada, Covid-19'un yarattığı ekonomik gerileme karşısında uygulanacak teşvik paketlerinin içeriği ve zamanlamasının belirleyici olacağı ifade edilmektedir. 

Uluslararası Enerji Ajansı, 2019 yılı Ekim ayında, yani Koronavirüs salgınının ortaya çıkmasından birkaç ay önce, 2020 yılını yenilenebilir enerji sektörünün ilave projeleri için  rekor yılı olarak öngörmüştü.

Küresel güneş enerjisi ve rüzgar enerjisi yatırımlarının 2018 yılı seviyelerinin %20' oranında üzerine çıkacağı; Çin, Avrupa Birliği, ABD ve Hindistan'daki yenilenebilir enerji politikalarının bu hızlı büyümeyi desteklemesi bekleniyordu.

Ancak, yenilenebilir enerji sektörünün önemli iki sistemi olan güneş enerjisi sistemleri ve rüzgar enerjisi sitemlerine ilişkin üretim ve ticaret Covid-19'dan farklı şekillerde etkilenmektedir. Burada  belirleyici, bu sektörlerin küresel tedarik zincirlerine ne kadar bağlı oldukları ile ilişkilidir. 

Küresel güneş enerjisi sitemlerinin (Solar PV) arzının yaklaşık %70'i Çin'deki fabrikalarda üretilirken,  %10 ile %15 arasındaki üretim de Güneydoğu Asya'da faaliyet gösteren Çin’li şirketler tarafından gerçekleştiriliyordu. Ancak, koronavirüs nedeniyle, Şubat ayında, Çin'deki güneş enerjisi sistemleri üretim tesisleri üretimi duraklattı veya azalttı. Aynı zamanda, Güneydoğu Asya, Hindistan ve ABD'deki çoğu fabrika açık kaldı.

Bazı sevkiyat gecikmelerine rağmen, Çin'deki güneş enerjisi sistemleri üretimi yeniden artırıyor, çoğu fabrika gerekli sağlık önlemlerini alarak faaliyetlerine yavaş yavaş devam ediyor.

Diğer taraftan, rüzgar enerjisi, küresel tedarik zincirine daha  bağlı olup  Avrupa rüzgar türbinleri için önemli bir üretim merkezidir ve Şubat ayında Çin kaynaklı tedarikte aksamalar yaşamıştır. İtalya ve İspanya'daki üretim tesisleri, sıkı sınırlama önlemleri nedeniyle Mart ortasından bu yana faaliyetlerini durdurmuştur. 

İlaveten, Hindistan'daki son Covid-19 sınırlamaları, rüzgar türbini ve Solar PV üreticileri de dahil olmak üzere üretim tesislerinin çoğunun Nisan ayı ortasına kadar kapanmasını gerektiriyor. 

Bu durumun etkileri halihazırda ABD'de hissediliyorbir çok tedarikçi olası teslimat gecikmelerine ilişkin olarak ABD'li proje ortaklarına  “Mücbir Sebepler” bildirimi iletiyor. 

Özetle, Covid-19’un daha da yaygınlaşması ve etkilerinin artması ile birlikte  yenilebilir enerji projelerinin tamamlanmasında gecikmeler yaşanacağı ifade edilmektedir. 


Yayınlayan: OSTİM Dış Ticaret Koordinatörlüğü